Milletvekili Ali Özkaya, Üniversitemizdeki Konferansta Hain Darbe Girişimini Anlattı
Afyonkarahisar Milletvekili Ali Özkaya üniversitemizde verdiği “15 Temmuz ve Millî İrade” konferansında, üç yıl önce yaşanan hain darbe girişimini farklı yönleriyle ele aldı. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında üniversitemizde düzenlenen konferansa, Afyonkarahisar Valisi Mustafa Tutulmaz, Rektörümüz Prof. Dr. Nurullah Okumuş, İl Emniyet Müdürü Gürsel Yıldız, kurum amirleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
AFSÜ Tıp Fakültesi Mavi Salonda şehitlerimiz için saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan konferans öncesinde, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan ve 15 Temmuz’da yaşananların özetlendiği bir videonun gösterimi yapıldı.
“Şer güçlerin korkutucu planları, milletimizin cumhuriyetimize ve devletimize canı pahasına sahip çıkması ile püskürtüldü.”
Rektörümüz Prof. Dr. Nurullah Okumuş selamlama konuşmasında, 15 Temmuz 2016 Cuma tarihinin millet olarak hem hiçbir zaman unutmayacağımız ve unutturmayacağımız karanlık bir gece hem de sonuçları itibariyle umut veren bir aydınlık zaman olarak tarihe geçtiğini söyledi. O gün, devletimize yönelik darbe girişiminin, milletimizin kahramanca direnişi ile engellendiğini belirten Prof. Dr. Okumuş, “Yüzlerce şehit verdiğimiz, iki bini aşkın vatandaşımızın yaralandığı o gün; şer güçlerin korkunç planları, milletimizin cumhuriyetimize ve devletimize canı pahasına sahip çıkması ile püskürtüldü. Bu bakımdan 15 Temmuz, ortaya çıkan acı tabloya rağmen, birliğimizi ve beraberliğimizi pekiştiren bir vaka olarak da hafızalarımızda yer etti ve yer etmeye de devam edecek.” diye konuştu.
Sosyal, kültürel ve bilimsel hayatta hiçbir alanın boşluk kabul etmediğine dikkat çeken Prof. Dr. Okumuş sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizler yöneticiler ve bilim insanları olarak sorumluluklarımızı layıkıyla idrak etmez ve yerine getiremezsek bu boşlukları başkaları doldurabilir. Düzenlendiğimiz bu etkinlikleri, devletimizin ve milletimizin bütünlüğüne göz diken şer güçleri layıkıyla anlama ve bu yapılara karşı toplumu koruma anlamında, geçmiş tecrübelerin aktarıldığı ortamlar olarak son derece değerli görüyorum.
“Bu mücadelede milletimizden aldığı oyların hakkını sonuna kadar vermeye çalışan vekillerimiz de vardı.”
Milletimizin özgür iradesiyle darbe girişimine gösterdiği direncin derinliklerinde yatan gerçekleri anlamak, her kesimden ve her düşünceden insanın söz konusu vatan, demokrasi, bayrak ve insan sevgisi olduğunda nasıl bir anda şer güçlere karşı el ele verdiğini görmek, en önemli varlık nedenimizin vatan olduğunu anlamak, 15 Temmuz’dan çıkarmamız gereken büyük derslerdir.
15 Temmuz’da her kesimden insan hain darbe girişimine karşı elinden geldiğince, ülkenin her bölgesinde ve mevkiinde mücadele etti. Bu mücadelede milletimizden aldığı oyların hakkını sonuna kadar vermeye çalışan vekillerimiz de vardı. Hangi partiden olursa olsun, o gece Ankara’da bulunan vekillerimiz, TBMM çatısı altında toplanıp, üzerlerine bombalar yağmasına rağmen meclisi terk etmediler. Memleketlerinde bulunanlar ise vatandaşla iç içe ve omuz omuza milli iradenin bekası için mücadele verdiler. O vekillerimizden biri de şu an aramızda bulunan Ali Özkaya’dır.
Az sonra değerli bilgi ve tecrübelerini bizlerle paylaşacak Afyonkarahisar Milletvekilimiz Sayın Ali Özkaya’ya ve siz saygıdeğer konuklarımıza konferansımızı teşrifleriniz dolayısıyla teşekkür ediyorum. 15 Temmuz gecesi sokağa çıkarak bir darbenin en barışçıl şekilde nasıl engellenebileceğini bütün dünyaya kanıtlayan, bunun bedelini canlarıyla ödeyen tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmetle ve saygıyla anıyor; ailelerine, gazilerimize, gazi yakınlarımıza ve asil milletimize şükranlarımı sunuyorum.”
“Aziz millet çıplak eliyle o tankı, topu ve uçağı durdurdu.”
Afyonkarahisar Milletvekili Av. Ali Özkaya konferansında, 15 Temmuz öncesinde ve sonrasında yaşanan olayları toplumsal ve hukuki boyutlarıyla değerlendirdi. 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde vatandaşlarımıza atılan bir mermiyi dinleyicilere gösteren Özkaya şöyle konuştu: “Buna 20 milimlik top mermisi diyorlar. Bunu helikopterden atıyorlardı. Bu, bir insana değdiği an başını vücudundan ayıran bir mermi. Orada insanları başını vücudundan ayırarak şehit ettiler. Güya Türk Silahlı Kuvvetlerinin üniformasını giyen vatan hainleri… Tabii, hepsi güya okumuş yazmış çok eğitimli insanlar. Aziz millet çıplak eliyle o tankı, topu ve uçağı durdurdu. Kendi seçtiği insanların hukuk dışı bir şekilde uzaklaştırılmasına, hiçbir parti ayrımı yapmaksızın çok büyük bir kesim o gün karşı çıktı ve millî iradeye sahip oldular.”
Kendi oluşturduğu kronoloji üzerinden 15 Temmuz’a nasıl gelindiğini aşama aşama ele alan Özkaya, uzun yıllar boyunca FETÖ/PDY tarafından binlerce insanın nasıl dinlendiğini, örgütün emniyet güçlerine ait silahları nasıl ele geçirdiğini, yargıda ve istihbarat teşkilatlarında nasıl yapılandığını örnekler vererek anlattı. FETÖ/PDY’nin temel amacının seçilmiş hükümeti devirmek olduğunu vurgulayan Özkaya, örgütün darbe girişiminde başarılı olması durumunda o dönemde görev yapan belirli bir kademenin üstündeki bütün devlet görevlilerini İstanbul Silivri’de bulunan 3 bin kişilik cezaevine hapsederek cezalandırmayı planladığını söyledi.
“Sandıktan çıkmadan, milli iradeyi gasp ederek burayı ben yöneteceğim diyen kişilerin devlette barınmaması gerekiyor.”
FETÖ/PDY mensuplarının çok küçük yaşlardan itibaren çift karakterli hareket etmek üzere yetiştirildiğini anlatan Özkaya, 15 Temmuz’un doğru şekilde anlaşılması için örgüt hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yaklaşık iki buçuk yıllık bir çalışmayla hazırlanan ve darbeden bir ay önce açılan davanın ana iddianamesinin mutlaka okunması gerektiğini söyledi. Söz konusu iddianamede FETÖ/PDY’nin orduda, yargı kurumlarında ve istihbarat teşkilatlarında nasıl yapılandığının etraflı bir şekilde izah edildiğini belirten Özkaya, örgüt mensuplarının kendilerini gizlemek ve bu yapıya hizmet etmek adına, Allah’ı bile inkâr edebilecek bir anlayışa sahip olduklarını söyledi.
15 Temmuz sonrasında 500 binin üzerinde soruşturmanın gerçekleştirilmiş olmasının olayın vahametini gösterdiğini söyleyen Özkaya sözlerini şöyle sürdürdü: “Şimdi bize sıkça soruyorlar. Efendim ben beraat ettim, geri dönmem lazım, diyorlar. Tabii arkadaşlar; evet senin hemen dönem lazım; hayır dönmemen lazım demek çok kolay bir iş değil. Hepimiz tanıyoruz, biliyoruz bu örgütün veya buna benzer devleti ele geçirip siyasal seçim sistemi dışında sandıktan çıkmadan, milli iradeyi gasp ederek burayı ben yöneteceğim diyen kişilerin devlette barınmaması gerekiyor.
“Annesi babası suçlu diye çocuklara farklı davranmamak, onları kazanmak hepimizin görevi.”
Bu süreçte hepimizin gayret sarf etmesi, yardımcı ve destek olmamız lazım. Bu kişiler, bu vatanda yaşayacak. Sonuç itibariyle en ağır suçlu da olsa herkes cezasını çekip bu vatanda yaşayacak, yiyecek, içecek ve rızkını kazanacak. Ancak onların çocukları, onların yakınları kısmında da biz suçların şahsiliği ilkesini dikkate alıp o çocukları kazanmalıyız. Annesi babası suçlu diye çocuklara farklı davranmamak, onları kazanmak hepimizin görevi. Çünkü bu ülkede ne kadar çok devletine ve milletine bağlı insan yetiştirirsek o kadar çok huzur içinde oluruz. O kadar çok sıkıntıdan uzaklaşmış oluruz.”
Örgüt tarafından topluma fitne ateşi atıldığına işaret eden Özkaya, 15 Temmuz akşamı halkın millî iradesi üstünde hiçbir güce boyun eğmeyen ruhunun gün yüzüne çıktığını ifade etti. Özkaya şöyle konuştu: “15 Temmuz bize gösterdi ki vatandaşlarımız millî iradeye kayıtsız ve şartsız bağlı. Millî iradenin, kendi iradesinin yani milletinin iradesinin üstünde hiçbir güç tanımadı. Bu güce kim karşı çıkarsa, en sevdiği insan bile olsa onunla yollarını ayırır.
“Seçimi kaybeden gidiyor, seçimi kazanan geliyor, demokratik hukuk devleti sistemi işliyor.”
Bu ülkede sandıkta seçimi kaybedip koltukta oturmaya devam eden bir tek kişiyi gördünüz mü? Köydeki muhtarlıktan, en üsteki cumhurbaşkanına kadar… Seçimi kaybeden gidiyor, seçimi kazanan geliyor, demokratik hukuk devleti sistemi işliyor. Bu sisteme hiçbir sorumluluk almadan, millete hiçbir hesap vermeden geleceğim diyen her örgüte, her yapıya hepimizin en yoğun şekilde karşı olması lazım.”
Hukukun yaşayan bir süreç olduğunu ifade eden Özkaya, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Üç yıl önceki kararla bugünkü karar farklı olabiliyor. Bazen aynı fiille bir bölgedeki kişi mahkûm olup bir başka bölgedeki beraat edebiliyor. Bunlar bizim kısmen anlayabildiğimiz ama vatandaşın anlamakta zorlandığı hususlar. Bunları da çözmemiz lazım. Hukuk devletinde bir tane hukuk olmalı. Her fiile, her eyleme aynı ceza, aynı müeyyide olmalı, aynı soru sorulmalı. Bunu yapmamız lazım. Buradaki eksik ve hatayı düzeltmek de devletin ve ülkeyi yöneten bizlerin sorumluluğu ama hepimizin de bu sürece sahip çıkmamız lazım.
15 Temmuzları Allah bir daha yaşatmasın. Bu kadar aziz millet, dünyada bulunmaz. Canını hiçe sayıp tankı eliyle durdurmaya çalışan, dünyada başka bir millet bulunmaz. İşte bu da özgürlüğüne olan düşkünlüğüdür.”
15 Temmuz ve Millî İrade konferansı, Rektörümüz Prof. Dr. Nurullah Okumuş’un, Milletvekili Ali Özkaya’ya günün anısına teşekkür belgesi ve hediye takdimi ile son buldu.